Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
110 kişinin enkaz altından cansız bedeni çıkartılmıştır. Yaralarımızın sayısı 1027'dir. Bunların 883'ünün tedavisi tamamlanıp. taburcu edilirken 5'i ağır ve 12'si yoğun bakımda olmak üzere 144'ünün tedavisi sürmektedir. Arama kurtarma çalışmalarıyla enkaz altından sağ çıkartılan kişi sayısı şu an itibarıyla 107'dir.
İlk depremin ardından, bölgede 44 tanesi 4'ün üzerinde olmak üzere 1600'e yakın artçı sarsıntı kaydedilmiştir. Yükselen deniz Seferihisar'ın Sığacık Mahallesi'ni 1 metrelik suyun altında bırakmıştır. Bu bölgedeki limanlarda bulunan 43 tekne karaya oturmuş, bunlardan 40'ı kurtarılmıştır.
Depremle ilgili çalışmalar için çeşitli kamu kurumlarımızın 8000 personeli ve 1200 aracı İzmir'de görevlendirilmiştir.
2700 çadır kurulmuş, yeteri kadar battaniye ve diğer ihtiyaç malzemesi gönderilmiştir. Halihazırda faal olan 11000 kişi kapasiteli çadır kentlerde 6700 civarında vatandaşımız barınıyor.
Vatandaşlarımıza 30 bin lira eşya yardımı yapıyoruz, aynı şekilde evlerini taşıyacak mülk sahiplerine 13 bin lira, kiracılara 5000 lira taşınma yardımı veriyoruz.
Depremlerin önüne elbette geçemeyiz ama felaket öncesinde ve sonrasında yapabileceğimiz hazırlıklar vardır. Bu çerçevede kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak, imar, inşaat standartlarını yükselterek, denetimleri sıklaştırarak, insanlarımızı bilinçlendirerek, binalarımızı sağlama almak mecburiyetindeyiz.
5 yılda 1,5 milyon konutun dönüşümünü hedefliyoruz.
Kızılay'ın çadırından içeri girip de bir tane Kızılay çadırı görmediğim diyecek kadar yalanla tescilli olan ana muhalefetin başındaki zat maalesef bu yalanlarından bıkmadı.
Avrupa ülkeleri yeniden kısıtlamalara başvurma yolunu seçti. Hasta sayılarının çok yüksek olduğu kimi ülkelerde adeta kontrolden çıkmış durumda.
Türkiye bazı şehirlerimizde zaman zaman endişe verici düzeylere ulaşan artışlara rağmen genel olarak kontrollü bir süreç yaşıyoruz.
Salgına karşı hala en büyük silahımız ''Tamam'' diyerek ifade ettiğimiz temizlik, maske ve mesafe kurallarıdır. Tüm vatandaşlarımızı bu hususlarda azami dikkate ve gayrete davet ediyorum.
Özel sektör ve kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecektir. Pazar yeri ve market gibi yoğun insan hareketliliğinin olduğu yerlerdeki denetimler artırılacaktır.
Paket servis hariç olmak üzere lokanta, restoran, pastane ile berber, kuaför, nikah, düğün salonu, yüzme havuzu, hamam, kaplıca, sauna, internet kafe, halı saha, tiyatro, sinema, konser salonu ve benzeri tüm işyerlerinde hizmetler saat 22'de sona erecektir.
Vatandaşlarımızdan kalabalık ortamlardan kaçınmalarını, ev ziyaretlerini mecbur olmadıkça yapmamalarını özellikle rica ediyorum.
Hükümet olarak bir yandan salgınla en etkili şekilde mücadele ederken, diğer yandan da üretimi, ticareti, istihdamı, eğitimi velhasıl hayatın her alanındaki işleyişi durdurmaz sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bunun zor bir denge olduğunu elbette biliyoruz. Hamdolsun şu ana kadar bu süreci başarıyla getirdik.
Salgın tedbirleri dolayısıyla faaliyetini ara verdiğimiz veya sınırlandırdığımız pek çok alanda normalleşme adımlarını atmıştır. Son kabine toplantımızda okullarımızdaki sınıfların bir kısmında daha eğitim-öğretim yüz yüze başlaması kararını kamuoyu ile paylaşmıştır. Bugüne kadar şu uygulamalar sürecin çok ciddi bir sorunla karşılaşılmadan ilerlediğini gösteriyor salgının seyrine göre. Önümüzdeki haftalarda diğer sınıfların durumlarını değerlendireceğiz.
Türkiye olarak coğrafyamızın merkezinde yer aldığı bölgede uzun süredir yaşanan istikrarsızlıkların yol açtığı insani krizlerin yükünü uzunca bir süredir adeta tek başımıza taşıyoruz.
İslam'a saldırı öyle bir noktaya geldi ki yaşanan en küçük bir hadise ile birlikte önüne arkasına bakılmadan hemen Müslümanlar hedef gösteriliyor.
Bir hadise de zanlı Müslüman ise derhal olaya terör saldırısı, zanlıya da terörist damgası vuruluyor.
Zanlı başka inançtan ise ya polisiye ya da failin akli dengesi sorgulanarak konunun üzeri örtülüyor.
Avusturya'nın başkenti Viyana'da yaşanan kanlı saldırıyı samimiyetle kınadığımı belirtmek istiyorum. Faili her kim olursa olsun, bu tarz saldırıların tasvibi asla mümkün değildir.
Avrupa ülkelerinin bir kısmı İslam'ı kendilerine göre yeniden tanımlama ve biçimlendirme teşebbüsüne girecek kadar sınırları zorlamaktadır.
Türkiye kendisi ve dostları için en adil, en ahlaklı, en vicdanlı, en iyi geleceği inşa etmek için çalışıyor. Siyasi ve ekonomik küresel düzenin yeniden yapılanma sancılarının yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin bu onurlu ve vakur duruşu büyük önem taşıyor. Asırlık düzenlerini bozduğumuz için bize hep bedel ödetmeye çalışanlar kendi sırça köşklerinin her an başlarına yıkılacağı korkusuyla kontrollerini giderek daha fazla getiriyor.
Medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği bu sorumluluktan asla kaçmayacağız. Böyle bir mirasın sahibi olmak ve onu daha ileriye taşımak milletimiz için en büyük şereftir.
Hibya Haber Ajansı