AK Parti Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Vefa İftarı’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasından sonra Ankara’dan İstanbul’a yürüyüş başlatan Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “AK Parti olarak 2002 Kasım ayından beri yaklaşık 15 senedir milletimize hizmet etmenin haklı gururunu taşıyoruz. Bu dönemde eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, gıda tarımda, aklınıza gelen her alanda cumhuriyet döneminin tamamında yapılanların kat kat üstünde hizmetler verdik. Bunu hep birlikte gerçekleştirdik. Ekonominin adeta çökme dönemine geldiği bir Türkiye’yi aldık 2003 yılında, o günden bugüne 3 kat büyüttük. ‘Bitti, ayağa kalkamaz, göçtü, gitti gidiyor’ dediler, onlar öyle dedikçe biz daha da palazlandık, çok daha güçlendik. Hiçbir zaman onlar hedeflerine ulaşamadılar. Ama biz en be an hedefe doğru gidiyoruz. Çünkü biz şunu biliyoruz; hedefe ulaşmayan kısrak utansın. Yarınlarından umudunu kesmiş bir ülkeyi darbe teşebbüsü dahil birçok badireyi rahatça atlatan güçlü bir yapıya kavuşturduk. Şimdi birileri yürüyor sokak, cadde. Demirel’in dediği gibi yollar yürümekle aşınmaz. Bunlarda bu yolları yürümekle aşındıramayacaklar. Ancak ellerindeki ‘adalet’ levhalarını, levhalar bile utanır bunlardan, istismar ile adalet aranmaz. Adaletin aranacağı yer bellidir.
Siz bu ülkede parlamentonun kahir ekseriyetine sahip olan AK Parti’nin kapatılması davalarının açıldığı o günlerde ‘Ankara’da da yargıçlar varmış’ diye sokaklara dökülen adamlarsınız. Şimdi kalkıp utanmadan sıkılmadan AK Parti’yi adaletsizlikle veya adalet noktasındaki sıkıntıları yaşayanların yanında yer almamakla suçluyorsunuz. Karar yargınındır, yargının verdiği bu karara saygı duymak zorundasınız. ‘Anayasa devletiyiz, hukuk devletiyiz’ diyorsunuz. Anayasanın 138. maddesi kim için? Kim olursa olsun eğer birileri bırakın hükmetmeyi, tavsiye dahi edemez. Yargıyı baskı altına alamaz. Yargıyı baskı altına almak isteyenlerde aynı durumlarla yarın karşı karşıya kalabilirler. Yargı onlar içinde geçerlidir. Biz partimizin kapatılma döneminde hep arkadaşlarıma şunu tavsiye ettim, ‘sabır, sabır, sabır.’ Çünkü biz ülkemizin karışmasını istemiyorduk. Biz ülkemizi hendekler, çukurlar açanlar gibi, bombalarla tehdit edenler gibi şimdi de bu beyefendiler gibi sokaklara dökülmek suretiyle, her tarafı tahrik etmek suretiyle biz kendimize bir demokrasi mücadelesi tesis etmedik. Tam aksine demokrasiyi hukuk standartları içinde mücadele vererek yürüttük, tesis ettik” diye konuştu.
Esnafın siftahsız dükkan kapattığı bir Türkiye’den rekor düzeyde büyüyen, üreten, ürettiğini dünyaya satan ülke konumuna bütün bu yaşananlara rağmen gelindiğinin altını çizen Erdoğan, “Bunlar hep önümüzü kestiler, hala da önümüzü kesiyorlar. Biz bunlara rağmen büyümeye devam ediyoruz. Ülkemizin bugün ulaştığı seviye elbette önce milletimizin emeğinin sonra da AK Parti’nin son 15 yılda hayata geçirdiği reformların eseridir. En büyük reformumuz ise ülkemizde devlet ile millet arasındaki soğukluğun ortadan kaldırılması, cumhur ile cumhuriyetin barıştırılmasıdır. Bizim bir Rabia‘mız var dedik. Utanmadan sıkılmadan, ‘teröristlerin işaretine kendilerine işaret edindiler’ diyor. Sen bunun içinde ne var biliyor musun? Sen Arapça Rabia nedir onu da bilmezsin. Bunun içinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet var. Bunun hangisine karşısın? Senin 6-7 tane okun var, Sakarya’da bir vatandaş sordu ‘saysana bana bu 6 tane oku’ dedi, sayamadın. Biz Rabia’mız diyoruz kızıyorsun, niye rahatsız oluyorsun. Sizin gibi dünyanın ileri gelen malum tiplerinin işaretini yapmıyoruz. Biz ülkemizi bütünleştirecek bir içeriği, Rabia’mızı söylüyoruz” şeklinde konuştu.
“Haticelerimizin sayısının artması lazım”
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka bir devlet asla tanımıyoruz. Kimse bu yollara tevessül etmesin. Bu yollara tevessül edenler nasıl şimdi bedelini ağır ödüyorlar, ödemeye devam edecekler. Gabar’da da, Tendürek’te de, Kato’da da, Cudi’de de ödeyecekler. Bu konuda durmak yok, yola devam” şeklinde konuştu.
Partililer içinde bulunan AK Parti Şırnak Kadın Kolları Başkanı Hatice Atan'ı işaret ederek, “Onun için Haticelerimizin sayısının artması lazım. Tarihte Nene Hatunlarımız var, şimdi de bizim Haticelerimiz var” ifadelerini kullanan Erdoğan, “15 Temmuz’da hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gördük ki milletimiz devletine tüm kalbi ve gücüyle sahip çıkmaktadır. Dünyanın en güçlü ülkelerini dahi sarsacak 15 Temmuz ihanetinin üstesinden bu şekilde geldik. Bir ülkenin en büyük gücü silahı değildir, bunlar elbette önemli, ama bir ülkenin asıl gücü kendisine sahip çıkacak halkıdır. Milleti ile kenetlenmiş bir devleti dize getirecek hiçbir fani güç yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerine de değinerek, partililerden var güçleri ile çalışmalarını istedi. İl ve ilçe kongrelerinin başlayacağını hatırlatan Erdoğan, “Teşkilatlarımızın tüm kademelerini yeni dönemin gerektirdiği birikime, dinamizme ve üretkenliğe sahip kadrolarla tahkim etmeliyiz. Metal yorgunluğu gösteren teşkilatlarımızı mutlaka yenilemeliyiz. AK Parti teşkilatlarında görev almak hizmet yarışında kulvara girmek demektir. Böyle bir yarışta geri kalmanın bedelini o kişiler değil, milletimiz ve ülkemiz öder. Hiçbirimizin öyle bir hakkı yoktur” dedi.