Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Konstantiniye muhakkak feth olacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askeri ne güzeli askerdir" buyuran Peygamber Efendimizin İstanbul'u fethiyle 569.yıl dönümün kutladığımız bu günde şu anda 560 bin kişi karşımda bulunuyor. Siz ne güzel insanlarsınız. Sizler İstanbul'un inşallah 2023'e giden bu yolda hazır olduğunu gösterdiniz.
Aziz milletim, Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı, sevgili İstanbullular, değerli kardeşlerim, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştaki kıymetli gençler, geleceğimizin teminatı sevgili çocuklar, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.
İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nden 81 vilayetimizin tamamındaki tüm vatandaşlarımıza selamlarımı gönderiyorum. Rabbime beni böyle şanlı bir milletin ferdi olarak dünyaya getirdiği için hamd ediyorum. Rabbime, bana bu fetih nesline hizmet etme şerefi bağışladığı için hamd ediyorum. Rabbime bizleri bugün burada, şu güzel iklimde buluşturduğu için hamd ediyorum.
Fatih'in İstanbul'u fethettiği gençler, sevgili çocuklar sizleri muhabbetle selamlıyorum. İstanbul Havalimanı Millet Bahçesi'nden tüm vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum.
Cumhur İtifakı olarak bir aradayız. Fethin 600. yıl dönümüde adadığımız 2053 vizyonumuza bir adım daha yaklaştık.
2053 vizyonumuzu temsilen 600 evladımız da burada. Bu sembollerin her biri geleceğe tutulmuş birer ışıktır. Evlatlarımız yarın kendi sorumluluk alanındaki başarıyla milletimizin iftihar vesilelerine d önüşeceklerdir. Burada vizyon olarak konuştuklarımız, yarın ülkemizin hakikatleri olarak önümüze çıkacaktır.
Bugün bilimden teknolojiye, sanattan spora her alanda verilen mücadele gaza mertebesindedir. Bugünde Fatih'in izinden gitmek için kendini yetiştiren evlatlarımızdan Allah razı olsun. Mücadele yöntemleri giderek sofistike hale geliyor. Çocuklarımızı bunun için çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor. İstanbul'un fethi sarsılmaz bir azim ve kararlılıkla gerçekleşti. Fatih'ten Allah razı olsun. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış bir zafer yoktur.
Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurundaki gençlerimizin gayretleri kutlu olsun. Dünyada mücadele yöntemleri giderek farklılaşıyor, karmaşıklaşıyor, sofistike hale geliyor. Günümüz şartlarında bilimden teknolojiye, sanattan spora her alanda verilen mücadeleler gaza mertebesindedir. Bunun için çocuklarımız hem bileği güçlü, hem yüreği kavi, hem gönlü zengin, hem zihni aydınlık şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. Atasını takip eden gençlerimiz olduğu müddetçe bu ülkenin önünde kimse duramaz. Bu milletin önünü kimse kesemez.
Tıpkı Alparslan gibi, tıpkı Kılıçarslan gibi, tıpkı Osman Gazi gibi, tıpkı Fatih gibi, tıpkı Kanuni gibi, tüm bu isimler içinde Fatih, her devirde dünyanın göz bebeği olan bugünde aynı vasfını sürdüren İstanbul’u fethetmiş olmasıyla tarihimizin özellikle kaydına geçmiş, kalbimizde ayrı bir yere sahip olmuştur.
İstanbul’un fethi, dahiyane planların, büyük emeklerin, ustaca hazırlıkların, emsalsiz fedakarlıkların, sarsılmaz bir azmin ve kararlılığın neticesinde gerçekleşmiştir. Esasen bizim tarihimizde kolay kazanılmış hiçbir zafer yoktur. Ama İstanbul’un fethi, Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olarak kalacağının tarihe kazınmış mührüdür. Şimdi buradan sesleniyorum; Fethin 569’uncu yılı mübarek olsun. Fetihlerin anası bu fethin daha nice yılları, asırları şimdiden mübarek olsun. Fatih’ten Allah razı olsun. Fatih’in asırlardır izini takip eden torunlarından Allah razı olsun. Bugün de Fatih’in izinden gitmek için kendini yetiştiren evlatlarımızdan Allah razı olsun.
Suriye, Irak, Libya'da 'durun' diyoruz. Ukrayna'da Kırım'da Bosna'da Balkanlar'da 'durun' diyoruz. Filistin'de Türkistan'da Arakan'da 'durun' diyoruz. Bu karanlık kubbenin ülkemizdeki aparatlarına da 'durun' diyoruz.
Gelin eser ve hizmette yarışalım. Gelin sorun ve sıkıntıların çözümünde yarışalım. Evet, biz hepsine varız. Cumhur İttifakı olarak biz hepsine varız. Tavizsiz varız. Çağımızın Bizanslılarını ve orada dönen entrikalarını tarihin tozlu raflarına göndermeye var mıyız.?
Ey ülke ve millet düşmanlarının senaryolarının figüranlığına soyunanlar, ey kendi medeniyetine, tarihine, kültürüne, değerlerine husumet besleyenler, hepinize sesleniyor ve diyorum ki, ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın, gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın.
Hiçbir siyasi çıkar hevesi, etnik veya mezhebi bağnazlık hissi, maddi beklenti hırsı bu mubarek ülkenin geleceğini tehlikeye atmaya değmez. Gelin hayırda yarışalım, eser ve hizmette yarışalım. Sorunların, sıkıntıların çözümünde yarışalım. Vizyonda yarışalım.
Hiçbir siyasi çıkar hevesi bu milletin geleceğini tehlikeye atmaya değmez. Gelin hayırda yarışalım. Akşam yalan sabah yalan bunlarla bir yere varamazsınız yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yatsı geldi geçiyor Bay Kemal. Kendine gel kendine. Aynen senin geçmişinde olanlar gibi, Menderes için diyorlardı ya uçaklar dolusu altın, elmas kaçırdılar. Aynen şimdi ifadeler değişiyor mu? Aynısını şimdi Bay Kemal kullanıyor. Bu yalanların tutmayacak.
İşte Erdoğan burada, Ataköy'de... Ölümüne burada. 15 Temmuz gecesi ben milletimi nereye çağırdım. Atatürk Havalimanı'na. Milletim geldi. Bay Kemal, tankların arasından Bakırköy Belediyesi'ne gidip kahvesini yudumladı. Kaçacak dediğiniz kişi Tayyip Erdoğan ya! Biz vesayet güçlerinin dobranlığından, terör örgütlerinin ağababalarının ateş topu gibi üzerimize gelen saldırılarından kaçmamışız, biz savaş uçaklarının, tankların, tüfeklerin namlularından kaçmamışız. Biz gözümüzü burada açtık, Allah'ın izniyle de son nefesimize kadar buradayız.
Bugüne kadar kaçacak diyenlerin hepsi de zoru gördükçe kuyruklarını kıstırıp kaçtılar. Kimi terör örgütlerine sığınarak, kimi yabancı istihbarat örgütlerin kucağında kaçtık. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda'da olanlar var. Bunlar oralarda onlarla sohbet ediyorlar. Kimi kılık değiştirip kamyon kasasıda, bot üstünde kaçtı. Kimi darbecilerin açtığı yoldan belediye başkanının evine kaçtı. Hepsinin de ihaneti önünde sonunda ortaya çıktı. Allah ömür verirse kimin son nefesine kadar bu millete hizmet kimin kaçıp gavurun kılıcını çalacağını hep birlikte göreceğiz.
Biz Suriye'nin kuzeyinde teröristlerle mücadele ediyoruz. Teröristlerin kökünü kazıyana kadar devam edeceğiz. Türkiye egemenlik haklarına yönelik tarihi bir haysiyet mücadelesi yönetirken, mandacı zihniyeti hortlatacak söylemlere yönelmeyin. Bunların hepsi Türkiye'nin meselesidir.
Bay Kemal bu yalanlar tutmayacak. İşte 150 bin lira ve 100 bin lira bir yargıdan aldık. Toplam 250 bin lira. Şimdi bunları Bay Kemal'in iftira attığı vakıflara gönderdik. Hiç olmazsa bir hayrı olsun. Türkiye küresel güvenlik ve ekonomik dalgalanmalar içinde kendine yol açmaya çalışırken bunu sabote edecek işler yapmayın. 'Gidin Eset'le görüşün' diyor. Sen görüşüyorsun, yeter zaten.
Türkiye asırlık sorunların çözümü için operasyonlar gerçekleştirirken buna zarar verecek davranışlar sergilemeyin.
Biz gözümüzü burada açtık, son nefesimize kadar buradayız. Bugüne kadar bize kaçacak diyenler zoru görünce kaçtı.
Gelin ülkemizi cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına adadığımız 2023 hedeflerine beraberce ulaştıralım. Gelin ülkemizi fethin 600. yılına adadığımız 2053 vizyonuyla mutlaka buluşturalım. Ülkemizi Malazgirt'in bininci yılına adadığımız 2071 hayallerine kavuşturalım. Bu uğurda gerekirse her platformda yedi düvelle kavga edelim.
Hiçbir şahsi ikbal kaygısı, hiçbir etnik veya mezhebi bağnazlık hissi, hiçbir maddi beklenti hırsı bu mübarek milletin hayallerini, bu mübarek ülkenin geleceğini tehlikeye atmaya değmez.
Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
İşte bizim her buluşmada ahdimiz bu. Milli meselelerin hedeflerin, mücadelelerin siyaset üstü ele alınması gibi hep birlikte geleceğimiz için doğru olanı yapalım. Yalanla, iftira ile bu iş olmaz. Bay Kemal siz ne yaparsanız yapın bizim görevimiz hepsine karşı çıkmak demekle de bu iş olmaz. İnsan biraz utanır. Kaçacak türü akıl ve ahkak dışı hezeyanlarla bu iş hiç olmaz.
Biz muhakkak olan zafere olan inancımıza büyük ve güçlü Türkiye davasında yürümeye devam edeceğiz. Onca eseri görmeyenlerin New York'ta BM binasının karşısında yükseleni görmeyenlerin, Diyanet Vakfı'nın üstlendiği vazifeyi görmeyenlerin, 21 katlı yurt binasının gerisindeki gayeyi görmeyenlerin özellikle görmelerini beklemiyoruz.
Bu yolda kararlılıkla devam ediyoruz. Hayatları boyunca ülkeye ve millete kazandırdıkları tek eserleri olmayan, hep olduğu gibi boyunlarını büküp yutkunarak orada verilen hizmetleri seyredeceklerdir. Efendilerinden yedikleri zılgıt yanlarına kar kalacak. Gezi olayları sırasında İstanbul sokaklarını zulüm 1453'de başladı yazıları bu zihniyet kirletti. Burada tek meselenin İstanbul olmadığını bilmemiz lazım.
Fatih de geniş coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi gayret göstermiştir. Bizim medeniyetimizde fethetmek işgal etmek, yağmalamak değildir. Allah'ın adaletini o beldede hakim kılmaktır. Adaleti tesis edip, zulme engel olamazsanız orayı fethettik diyemezsiniz.
Şimdi burada ülkesi milleti, önceliği medeniyet davası olamayanlar fethin sırrına vakıf olamazlar. Bu alan İstanbul'un en büyük millet bahçesi olacak. Atatürk Havalimanı'nın arazisinin kullanımları dışında kalan alanı millet bahçesi yaparak İstanbul halkının hizmetine sunuyoruz. 145 bin ağaç ve fidan buraya dikilecek.
Bunlar havalimanına, parka, ağaca, yeşile, köprüye karşı çıkar. İşlerine gelmeyince ağaç kesilecek yaygarası yaparlar. Şehrin göbeğinde kesilmiş ağaçları görmezden gelirler. Beşiktaş, Çırağan bölgede çınar ağaçlarını nasıl kestiklerini gördünüz. İşlerine gelmeyince dünyanın en önemli iklim anlaşmasına taraf olmamızı görmemezlikten gelirler. Yeşil edebiyatı yaparlar, işlerine gelmeyince burada olduğu gibi asfaltperestliğe, betonperestliğe savunurlar."
Hibya Haber Ajansı