Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Geçmişte ders kitaplarımızda kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca zihinlere kazınmış olan ‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki bir takım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar’ı kapsayan Körfez turundan dün gece döndüğünü ifade eden Erdoğan, ziyaretin son derece verimli, başarılı bir şekilde sona erdiğini söyledi. Erdoğan, ülke liderleriyle yaptığı görüşmelerde ikili münasebetlerin yanında Körfez bölgesindeki kriz başta olmak üzere birçok bölgesel meseleyi ele alma fırsatı bulduklarını anlatarak, “Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta, Libya’da, Filistin’de devam eden sorunları, çatışmaları masaya yatırdık. Özellikle Katar krizinin aşılması için neler yapabileceğimizi, Türkiye olarak çözüm sürecine ne gibi katkılarda bulunabileceğimizi istişare ettik. Son ziyaretle bir kez daha görünmüştür ki; Türkiye tüm taraflarla konuşabilen, görüşebilen, her biriyle köklü bağları olan nadir ülkelerden biridir. Ülkemizin bölge ülkeler ve halkları nezdinde müstesna bir yeri var. Son yaptığımız temaslar, üst düzey ikili ziyaretler Türkiye’nin bu nevi şahsına münhasır yerini daha da güçlendirmiştir. Ülke olarak kardeşlerimiz arasında yapay sorunlar nedeniyle gerilim yaşanmasını asla arzu etmiyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz bu sancılı dönemde enerjimizi terör gibi hepimizi tehdit eden konulara harcamak yerine bölgesel krizlerde heba etmeye gönlümüz el vermiyor. Zira bu tür krizler sadece bölgenin geleceğine dair kirli planları olan, kan ve göz yaşından beslenen çevreleri memnun ediyor” diye konuştu.
“Ziyaretlerin Katar krizine önemli katkı sağladığına inanıyorum”
Bu tür gerilimlerin yalnızca terör örgütlerine ve onların destekçilerine yaradığını vurgulayan Erdoğan, Müslümanların artık kavgaya değil dayanışmaya, birbirine daha çok kenetlenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Erdoğan, bu nedenle sorunların samimiyetle, açık yüreklilikle konuşmanın yollarının aranması gerektiğini dile getirerek, “Kardeşler arasında gereksiz bir gerilime neden olan krizin inşallah yakın zamanda hal yoluna konulacağını ümit ediyorum. Gerçekleştirdiğimiz temasların Katar krizi bağlamında çok önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Türkiye bundan sonra da kardeşliğin, dayanışmanın, barışın ve istikrarın tarafında olmaya devam edecektir. Bölgenin istikrarı, huzuru ve geleceği için çabalarımızı arttırarak devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
“Bizimi ecdadımız 400 yıl boyunca Mescid-i Aksa’ya hizmet etme şerefine nail olmuştur”
“Müslümanların Mekke’deki Mescid-i Haram ve Medine’deki Mescid-i Nebevi’den sonraki üçüncü kutsal mabetleri Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dır” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bizimi ecdadımız 400 yıl boyunca Mescid-i Aksa’ya hizmet etme şerefine nail olmuştur. Bu süre zarfında ecdadımız öyle incelikler, öyle hassasiyetler göstermiştir ki bugün yaşanan zulümlere baktığımızda onları rahmetle ve hasretle yad etmemek mümkün değildir. Kanuni Sultan Süleyman Han, yafa kapısını restore ettirdikten sonra üstüne ne yazdırmıştır biliyor musunuz: ‘La ilahe illallah, İbrahim Halilullah’ yazdırmıştır. Mescid-i Aksa’nın duvarlarını restore eden Mimar Sinan, batı duvarının dış kısmına Yahudilerin ibadetlerini yapabilmeleri içinde bir alan açmıştır. Kudüs’teki farklı Hristiyan mezhepleri arasında herhangi bir konuda anlaşmazlık çıktığında çözüm için gidilen kişi Müslümanların şehirdeki dini lideri, yani Kudüs müftüsü olmuştur. 400 yıl boyunca ‘burası bizim kontrolümüzde diğer dinlere hayat hakkı vermeyelim’ gibi bir düşünceye ecdadımız asla kapılmamıştır. Atalarımızın mukaddes bölgelerden çekilmesi ayrı bir destan konusudur. Birinci dünya savaşında güney cephemizdeki tüm savaşları, Kudüs, Mekke ve Medine’yi korumak için verdik. Bölgeyi işgale gelen İngilizlere vurulan en büyük darbelerden biri olan Kut’ül Amare Zaferi ve Fahrettin Paşanın Medine müdafaası hala hatırlardadır.”
Erdoğan, “Bu vesileyle İslam’ın kutsal mabetlerine düşman ayağı değmemesi için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyen yüz binlerce askerimizin ve onlarla aynı safta savaşan Arap kardeşlerimizin hatıralarını tazimle yad ediyorum. Geçmişte ders kitaplarımızda kasıtlı ve yanlış bir şekilde yer aldığı için nesiller boyunca zihinlere kazınmış olan ‘Araplar bizi arkadan vurdu’ yalanını artık bir kenara bırakmanın zamanı da gelmiştir. Bugün ülkemizde devletimize ve milletimize karşı savaşan PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütleri yüzünden nasıl toplumun belli kesimlerini toptan suçlayamazsak, Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki bir takım yanlışlar yüzünden tüm Arapları da itham edemeyiz. Bugün nasıl terör örgütlerinin arkasında bir takım güçlerin kışkırtması, desteği, yönlendirmesi varsa o dönemde de benzer durumlar söz konusuydu” diyerek sözlerini sonlandırdı.