Konuşma ve Ses Bozuklukları Uzmanı Emel Arslan Sarımehmetoğlu, kekemeliğin en sık ortaya çıktığı başlangıç yaşının 2-5 yaş arası olduğuna dikkat çekiyor. Erken müdahalenin önemli olduğunu belirten Sarımehmetoğlu, ‘kekemelik’ hakkında merak edilenleri Hürriyet Ankara okurları için şöyle anlatıyor:
SİNYAL VERİYOR OLABİLİR
“Çocuğunuzun konuşmasında ‘ben-ben-ben-ben geliyorum’, ‘be-be-be-be-be-ben’ ya da ‘neeeeeeeden gittin’ gibi durumlar varsa, konuşma akıcılığında bozulmaya yönelik sinyal veriyor olabilir. Ayrıca kekelemeye; göz kırpma, tikler, dudak ve yüz hareketleri, kafa hareketleri, fiziksel gerginlik ya da yumruk sıkma gibi motor davranışlar eşlik edebilir. İletişimde baskının hissedildiği durumlarda stres ve kaygının artması, kekelemeyi arttırmaktadır.
MUTLAKA UZMANA DANIŞIN
2-3 yaş döneminde düşünce hızı, konuşma hızından çok daha hızlıdır. Bu dönemde çocuğun konuşma hızı, ritmi ve akıcılığı değişebilmektedir. Her konuşma akıcılığı bozulması ‘kekemelik’ değildir. Örneğin, normal konuşma sırasında da çok sayıda duraksama olabilir. Burada önemli olan ‘bu bozulma normal bir durum mu, yoksa kekemelik durumu mu’ ayrımı yapılmasıdır. Bu değerlendirme için, mutlaka uzman görüşü alınmalıdır.
DOĞRU TAKİP ÇÖZÜM GETİRİR
Çocuğun yaşının ilerlemesini beklemek bir çare değildir. Doğru takip ve değerlendirme çözümü getirmektedir. Kekemeliğin yaşam boyu görülebilme oranı yaklaşık yüzde 5 iken, kekemeliğin devam etme oranının ise yüzde 0,5-1 arasında olduğu araştırmalar ile bulunmuştur. Ankara civarında ise ilkokul çocuklarında kekemeliğin yaygınlığı yüzde 1.6-3.1 arasında bulunmuştur. Erkeklerde kekemeliğin görülme oranı ise kızlara göre daha fazladır.
EN SIK BAŞLANGIÇ 2-5 YAŞ ARASI
“Kekemelik çoğunlukla, okul öncesi dönemde ortaya çıkıyor” diyen Sarımehmetoğlu, anne ve babalara, “En sık başlangıç yaşları 2-5 yaş arasıdır. Genetik geçişin kekemelikte önemli bir rolü vardır. Birinci derece kan bağı olan akrabalar arasında kekemeliğin ortaya çıkma riski genel topluma göre 2-3 kat daha fazladır. Kekelemeye yeni başlayan çocukların konuşmalarına olumsuz duyguların, kaygıların ve korkuların eşlik ettiğini de bilinmektedir. İhmaller sorunları büyütmekte, olumsuz etkilerini çoğaltmaktadır. Erken müdahale önemlidir” uyarısında bulunuyor.