2013 yılında yaptığı ve gündelik yaşamda vatandaşların evlerinde kullanarak elektrik üretebileceği rüzgar tribünü icat eden 35 yaşındaki işletme mezunu Serkan Özkan’ın bu icadı başına dert oldu. İsrail’de bir teknoloji şirketinde 5 bin dolar maaşlı işini bırakarak, Türkiye’deki vatandaşlar evinde elektrik üretebilsinler diye evini ipotek ettirip 2 kez kredi çeken genç kaşif, yaptığı rüzgar tribünlerinin prototiplerini iddialara göre 2 kez üst üste firmalara kaptırdı. Seri üretime geçmek için farklı zaman dilimlerinde keşfini Türkiye ve uluslararası inovasyon fuarlarında sergileyen Özkan’ın, yine iddiaya göre iki ayrı firma destekleme vaadiyle prototipleri aldı, ancak geriye ne destek geldi ne de prototipler. İcadı yüzünden önce işyerini kaybeden Özkan, daha sonra evini, arabasını hatta ailesini kaybetti. Atölyesini annesinin evine taşıyan Özkan'ın tek istediği ise icadına kurumlardan destek.
İlk darbeyi gezi eyleminden yedi
Dubai’de çalışmalarının beğenilmesi üzerine yurt dışına transfer olduğunu, yenilebilir ilgisi sebebiyle de çeşitli AR-GE’ler yaparak kazancının tümünü elektrik, elektronik, 3 boyutlu printer teknolojisi, yazılım ve enerji üzerine harcadığını belirten Serkan Özkan, evini ipotek ettirerek çektiği kredinin ardından başlayan icar serüvenini anlattı. 2013 yılında yaptığı dik eksenli rüzgar tribünü için 150 bin liralık bir kredi çektiğini aktaran Özkan, “kullandığımız kredi gezi eylemlerinden hemen sonra hesabımıza geçtiği için hedeflerimizi küçültmek zorunda kaldık. Uzun yıllardır AR-GE’sini yaptığımız projeyi 10 metre yerine mecburen 2,5 metreye düşürdük. Elimizde bir gelir olmadığı için krediyi krediyle ödedik. Maksadımız zaman kazanarak girişimcilerin, devletin ve kamuoyunun dikkatini çekmekti” dedi.
“Prototipleri aldılar, ne destek verdiler ne de prototipleri”
2013 yılında Türk patent enstitüsünün daveti üzerine inovasyon fuarına katıldığını kaydeden Özkan, katıldığı fuarda bir firmanın destek vaadiyle prototiplerini aldığını ancak geri vermediğini iddia ederek, “Bazı girişimci firmalar bizlere yatırım yapma taahhüdüyle zor durumda olduğumuzu istismar ederek elimizdeki prototipleri aldılar. Prototipleri aldıkları gibi iade de etmediler, yatırım da yapmadılar. İade taleplerimizi bazı sebeplerle geri çevirdiler. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulundum” diye konuştu.
Evini, arabasını kaybetti, yuvası yıkıldı
Elinde başka prototip kalmayınca, yeni yatırımcılarla yeni fuarlara katılmak için tekrar kredi çektiğini belirten genç kaşif, daha sonra yeniden kredi çekerek keşfinin prototipini yaparak tekrar şansın denedi. Güney Kore’deki bir yarışmada icadıyla birinci olup ve bir firma tarafından yatırım sözü alan genç kaşifin kaderi yine aynı kapıya çıktı. Özkan, yurt dışından teklif almasına rağmen keşfini milli duygularla Türkiye’de yapmak istediğini dile getirerek şunları söyledi;
“Rüzgar enerjisi konusunda millileşmek üzerine bir vizyonum vardı. ‘No Have’nin gizli tutulması gerekiyordu. Bundan ötürü dışarı vermek istemedik. İtalya’dan İngiltere’den, Almanya’dan yatırım talepleri olduğu halde bunu tamamen Türkiye’de yapmak istedim. Projemize yatırımcı olmak ve çok iyi tekliflerde bulunacaklarını söylediler. Kalıplarımızla, prototiplerimizle ayvalıktaki tesislerine onların davetiyle gittik. Acilen Amerika’da askeri bir fuarda yer alacağımızı söyleyerek, prototiplerimizi hemen aldılar. Bizim projemizin fuar için çok önemli olduğunu söylediler. Ancak hiçbir yatırım ve destek görmediğimiz gibi, onların bizleri oyalamasıyla başka yatırımcıların fırsatlarından yararlanamadık, krediyi de ödeyemedik, icra işlemleri o zamana denk geldi. Ailem dağıldı. 5 yaşında bir kızım var Ukrayna’da eşimin yanına göndermek zorunda kaldım. Ayrıca fiziksel tehdit de alıyordum. bu tehdit doğrudan olmasa da geceleri işyerimiz kurşunlandı. Bize doğrudan olmasa da bu işlerle uğraşma dendiğini düşünüyorum”
“Milli duygular için 5 bin dolar maaşlık işi bıraktım”
Üst üste yaşanan olumsuzluklar sonrası yine de pişman olmadığını belirten Özkan, “Biz elimizi taşın altına değil, bedenimizi koyduk. Haliyle yük ağır olduğu için kiramızı da ödeyemedik, krediyi de ödeyemedik, evimiz icrada satıldı, aracımız satıldı. Ben yurt dışında aylık 5 bin dolar ücretle çalıştığım maaşla halde, milli duygularla bunu ülkemizde yapmak için döndüm. Ancak döndüğüm için pişman değilim, yaptıklarım için de pişman değilim ancak çok kırgınım. Beni mahallenin delisi olarak gördüklerini düşünüyorum. Ben mahallenin delisi değil, bu ülkenin ileri projelerinde çalışan vizyonu yüksek birisiyim. Bu konularda mütevazilik yapmayacağım” şeklinde konuştu.