İhlas Kolejinin adını başarılarla duymaya alıştık. Son olarak üniversite sınavında Mustafa Emir Gazioğlu TYT ve AYT sayısal puanlarında Türkiye birincisi oldu. İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü Bedri Yeltekin’le şampiyonu ve bu başarıların arkasındaki hikâyelerin detaylarını konuştuk. Yeltekin özetle şunları söyledi:
Türkiye derecesini bekliyor muydunuz?
Bekliyorduk ama sonuçlar resmî makamlar tarafından açıklanana kadar bekledik. Görüştüğümüzde öğrencimiz TYT sınavında sadece bir Türkçe sorusunun cevabından emin değildi. Diğer tüm soruların doğru olduğunu söylüyordu. Bu sonuç bir derece getirecekti elbette. Başarı hikâyemizi üç kelimeyle özetleyebilirim. İnandık, güvendik ve çalıştık. Bu üç kelime bir araya geldiğinde zaten başarıya ulaşmayacak hedef yoktur. Ama bizim sevincimiz sadece bununla sınırlı değil. Diğer öğrencilerimiz de çok başarılı oldular. İlk 100, ilk 1.000 ve ilk 5.000’lik dilimde toplam 61 derecemiz var. İhlas Kolejinde bizim başarı anlayışımız, her öğrencinin potansiyelini en iyi şekilde kullanarak elinden gelenin en iyisini yapmasıdır. Bu yüzden sadece birinci olan öğrencimizin değil, sınava giren tüm öğrencilerimizin sonuçları bizim için değerli. Türkiye birinciliği elbette çok önemli. Ama bu başarının diğer öğrencilerimizin durumunu gölgelemesini de istemiyoruz.
Üniversite hazırlığında nasıl bir sistem uyguluyorsunuz? Öğrencilerin okul dışında bir dershaneye gitme ihtiyacı oluyor mu?
Tabii ki hayır. Hiçbir öğrencimiz dershaneye gitme ihtiyacı hissetmiyor. Çünkü öğrencilerimizin başarıya ulaşmaları için tüm çalışmaları okullarımızda yapıyoruz. Bizim 9. sınıfta başlayıp 12. sınıfa kadar devam eden bir sistemimiz var. Yani öğrencilerimiz liseye adımını attığı ilk andan itibaren sistemimizin içine giriyorlar. Son iki sene çalışmalar daha da yoğunlaşıyor ama bu sürecin dört yıllık bir maraton olduğunu herkese anlatmaya çalışıyoruz. Yani üç sene boş verip, dördüncü sene işe asılmak maalesef başarı getirmiyor. Öğrencilerimize önce bunu anlatıyoruz. 11. sınıftan başlayan yoğun bir üniversite hazırlık programımız var. Öğrenciler normal müfredat programlarının dışında iki seneden beri tüm kampüslerimizde ADA ismini verdiğimiz Akşam Ders Atölyesinde okul yöneticisi, danışman öğretmenleri, branş öğretmenleri ve rehber öğretmenlerimizin gözetiminde çalışıyorlar. Bu program akşam 10’a kadar devam ediyor. Bu yüzden İhlas Kolejinin ışıkları akşam da yanmaya devam ediyor.
Yani öğrenciler her gün sabah 9’dan akşam 10’a kadar okulda kalıp ders mi çalışıyorlar?
Evet. 11. sınıftan itibaren sistemimiz bu şekilde. Bunun dışında farklı şehirlerde düzenlediğimiz otel kampları, üniversite gezileri ve üniversitelerde deneme sınavları yapıyoruz. İçeri girenlerin üstleri aranıyor, geç kalanlar alınmıyor. Böylece öğrencilerimizin sınav stresini bir nebze de olsa azaltmayı hedefliyoruz. ADA, ETAP, SETAP ve benzer programlar çok ciddi bir şekilde uygulanmaktadır. Ayrıca tam gün etüt programları ve bire bir dersleri bu sistemin en önemli ayakları.
Üniversite gezilerinde öğrencilerin sınava motive olmaları mı amaçlanıyor?
Tabii ki evet. Aynı zamanda ileride seçeceği bölüm ve mesleğe göre bazı özel üniversite etkinlikleri de düzenliyoruz.
Sizin eğitim anlayışınıza göre akademik başarı her şey midir? Yoksa eğitimin niteliğini belirleyen başka faktörler de var mı?
Eğitim sadece akademik başarıyla tamamlanmayacak bir süreçtir. İhlas Kolejinin en büyük misyonu iyi insan yetiştirmektir. Ama biz iyi olmanın yanında, akademik açıdan başarılı olmalarını da istiyoruz. Bunun için onlara tüm imkânları seferber ediyoruz. Talim ve terbiye bir kuşun iki kanadı gibidir. Bir tanesi eksik olduğunda uçmak mümkün olmaz. O yüzden değerler eğitimine çok önem veriyoruz. Öğretmen alımlarında alan bilgisinin yanında, öğrencilere örnek olabilecek ve onlara ilham verebilecek öğretmenleri seçmeye çok özen gösteriyoruz. Biz, mezunlarımızın elde ettikleri bilgileri insanlığın yararına kullanmalarını istiyoruz ve bunun için onlardan söz alıyoruz. İnsanlığın faydasına kullanılmayacak olan bilgi bir işe yaramaz.
Yeni Millî Eğitim Bakanımız iki ay içinde üç yıllık planı açıklayacağını söyledi. Yeni dönemden ümitli misiniz?
Hem de çok. Ben meslek hayatım boyunca Millî Eğitim Bakanının eğitim kökenli olması gerektiğini savundum. Bu yüzden ayrıca sevinçliyim. Eğitimi bilen, tebeşir tozu yutmuş, öğrencilerle haşır neşir olmuş bir kişinin bakan olması ülke için büyük kazanımdır. Ziya Selçuk engin bir tecrübeye sahip. Şu anda ülke olarak yapmamız gereken şey bakanımızı desteklemektir. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ülkemizin eğitim seviyesini iyi noktalara getirebilmek için bakanlığın çalışmalarına destek olmak zorundayız. Bakanımız yaptığı basın toplantısında “Artık diploma temelli değil, vasıf temelli öğrenciler yetiştirmek istiyoruz” dedi. Bu çok önemli bir açıklama. Diplomanın tek başına işe yaramadığını net olarak gördük. Problem çözme, eleştirel düşünme ve analitik düşünme becerileri gelişmemiş öğrenciler mezun olduklarında iş hayatında bocalıyor. Salt bilgi artık bir işe yaramıyor. Bu yaklaşım tüm okullarımızda yerleşirse kısa zamanda büyük yol katederiz.
Dünya şartlarına göre yetiştiriyoruz
Kodlama ve yazılım eğitimin gündemine çok hızlı girdi. İhlas Kolejinde kodlama eğitim veriliyor mu?
Elbette. Biz çocuklarımızı bugünün şartlarına göre değil, yirmi yıl sonraki dünyanın şartlarına göre yetiştiriyoruz. Yirmi yıl sonra kodlama her meslek için vazgeçilmez bir beceri olacak. Bunun için öğrencilerimizin donanımlı yetişmesi adına okul öncesinden liseye kadar kodlama derslerini müfredatımıza ekledik. İhlas Koleji inşallah birçok alanda olduğu gibi yazılım alanında da çok başarılı öğrenciler yetiştirecek.
İşi sıkı tutunca başarı doğal olarak geliyor
YKS Sayısal ve TYT puan türlerinde Türkiye birinciliği büyük bir başarı... Mustafa Emir Gazioğlu bize sonradan gelen bir öğrenci değil... 9. sınıftan itibaren İhlas Kolejinde. Hem akademik başarısı hem de örnek kişiliğiyle gerçekten çok sevdiğimiz bir öğrencimiz. Kendisi de yapılan röportajlarda ifade etti ama ben tekrar söyleyeyim. Mustafa Emir düzenli çalışan bir öğrenciydi. Bir tek gününü bile boş geçirmedi, her gün mutlaka derslerine vakit ayırdı. Baştan beri işi sıkı tutunca da başarı doğal olarak geldi.
Yeni sistem okumayı şart koşuyor
Gençler kitap okusunlar, ders çalışmayı son aylara bırakmasınlar, bir hobileri olsun ve spor yapsınlar. Değişen sınav sistemleri artık kitap okumayı bir mecburiyet hâline getirdi. Kitap okuma kültürünü yaygınlaştırmak için en büyük görev ailelere düşüyor. Evde kitap yoksa aile üyeleri hiç kitap okumuyorsa, gençlerimizin kitap okumalarını nasıl bekleyebiliriz? Ailelerin çocukları üzerinde etkileri çok büyük. Özellikle akademik başarı konusunda ailenin tutumu çocuğun tüm eğitim hayatını etkiliyor.
ÖZ GÜVENİNİ YİTİRMEMELİ
Anne babaların dengeli bir yaklaşım içinde olmaları gerekiyor. Çocuklarıyla ilgili beklentileri çok yüksek olan anne babalar genelde çocuğun öz güvenini yitirmesine sebep oluyor. Baskıyla boş vermişlik arasındaki çizgide olmaları lazım. Çocuklarının her hareketini takip etmek yerine, kendi kendilerini kontrol edebilmelerini sağlayacak sorumluluk duygusunu kazandırmaları lazım. Her şey çocuklarımız, yani öğrencilerimiz için. Çünkü GELECEK ONLARLA GELECEK.
Bizim en özel ekibimiz öğretmenler
Bizim en özel ekibimiz öğretmenlerimiz. Ben de ömrümü eğitime adamış bir kişiyim. Kendimi bildim bileli eğitimin içindeyim ve çok farklı kademelerde görev yaptım. Doğuda da batıda da farklı okullarda öğretmen ve yönetici olarak görev yaptım. İhlas Kolejinde yıllarca biriktirdiğimiz tecrübelerin ışığında çok güzel bir ivme yakaladık. Çalışmaları öğretmen ve idarecilerimizle birlikte istişare ederek planlıyoruz. Farklı ülkelerde ve okullarda yapılan çalışmaları inceleyen ve bize raporlayan bir AR-GE birimimiz var. Bu birimde yapılan araştırmaları da inceleyerek öğrencilerimize en uygun programları tespit edip uyguluyoruz.
Mete’nin başarısı bizi gururlandırdı
Mete Gazoz’un okçulukta dünya şampiyonluğunu öğrenince çok mutlu oldum. Mete, İhlas Koleji mezunu. Öğrencilerimiz mezun olduktan sonra okulumuza gelip gitmeye devam ederler. Çünkü okulu ikinci evleri olarak görürler. Mete’nin başarısı bizi de çok gururlandırdı. Farklı branşlarda Türkiye şampiyonu olan öğrencilerimiz oldu. Ama dünya şampiyonluğunu şu ana kadar okçuluk ve hafıza alanlarında elde ettik. Bu başarılar diğer öğrencilerimize de ilham veriyor.
Mahmut Özay - Türkiye Gazetesi