Üçüncü yöntem de ortaokul bazlı yerleştirme. Ağırlıklı olarak adrese dayalı kayıt sistemi" dedi. Uzmanların konuya ilişkin olarak gerekli sunumları yapacağına işaret eden Yıldırım, bu önerilerin bir ay içinde Bakanlar Kuruluna geleceğini ifade etti.
Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber, A Haber, CNN Türk, Habertürk, NTV televizyonunun ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin mücadelesi ve olası operasyonlara yönelik soruya Yıldırım, "Bunu topyekün savaş olarak düşünmeyin. Biz, savaşa girmiyoruz. Biz, ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konularda sınır ötesi tedbir alıyoruz. Fırat Kalkanı'nda yaptığımız bu. Şimdi de Afrin'in etrafında Rusya, Türkiye bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyor, birlikte adım atıyoruz. Bunları savaş diye nitelemek yanlış olur. Keza, Irak tarafında da aldığımız tedbirler bu anlamsız, sözde referandum kararından sonra, oradaki terör unsurlarının daha da cesaretlenerek ülkemize yönelik faaliyetlerini artırmalarını önlemeye yönelik. Vatandaşlarımız rahat olsun, endişe havası oluşturmayalım, savaşa falan girdimiz yok. Bunlar noktasal operasyonlardır. Türkiye'nin her zaman ve her noktada operasyon yapacak kabiliyeti vardır" ifadelerini kullandı.
IKYB'nin yaptığı referandum için 'bir tiyatro' açıklamasında bulunan Yıldırım, "Sonuçlansa ne olur sonuçlanmasa ne olur, bu bir tiyatro" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Barzani'nin ayağının altına kırmızı halı serip neden karşıladınız' ifadesinin ve Barzani ile ilişkiler noktasında hata yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Yıldırım, "Yok, Türkiye hata yapmadı. Türkiye niye hata yapsın? Türkiye, Irak anayasasında olan esaslar dahilinde bir muamele yaptı ama bundan böyle bu muameleyi yapmayacak. Bu kadar basit. Oradaki bizim yaptığımız protokol uygulamaları, Barzani'nin Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimine abartılarak keyfi yaptığımız uygulamalar değil. Onlar anayasayı da esas alan federasyonun anayasadan aldığı haklar çerçevesinde meşruiyeti olan uygulamalardır. Geçmiş dönemlerden yapılan bir şey. Yeni değil ki. Biz bu insanlara geçmişte pasaport da verdik, yeter ki bölgede sükunet olsun, terörle mücadeleye katkı sağlasın. Bunu yapmanın neresi yanlış? Düşmanlıkla hiçbir şeyi halledemezseniz ama yanlışta ısrar eden varsa ona da hak ettiği cevabı verecek bir ülkeyiz. Artık anayasada hak ettiği tanımlanan muameleyi de göremeyecek. Daha fazla bizim muhatabımız bundan böyle Bağdat olacak. Irak'ın merkezi hükümeti olacak" dedi.
İran'ın Irak içindeki faaliyetlerinin ayrı mesele olduğunu anlatan Yıldırım, "Onlar Irak'la İran arasındaki konu. Burada ortak bir hassasiyet var. Bu bölgedeki gelişmeler hem Irak merkezi hükümetini hem Türkiye'yi hem İran'ı ilgilendiriyor. Burada bir hedef birliği var. Dolayısıyla biz buna odaklanıyoruz. Diğer konuları da tasvip ettiğimiz anlamına gelmez. Biz, iyi komşuluk ilişkileriyle ilişkilerimizi daha ileriye taşımak, ülkemizdeki vatandaşlarımızın refahını esas alacak, güzel ekonomik ilişkileri, kültürel ilişkileri geliştirmek istiyoruz. Bölgeye dışarıdan gelenlerin getirdiği ilişkileri gördük. Gözyaşı, kan, kaos" diye konuştu.
Petrol geçiş ücretiyle ilgili soru üzerine Yıldırım, "Mesele memleket meselesi olunca bunların hesabı olmaz. Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü içinde bunların adı olmaz. 300-500 milyon dolar oradan gelecekmiş, varsın gelmesin. Kaldı ki merkezi hükümet orada bu işin teminatını verir, petrol nakliyle ilgili bizden talep ederse, bununla ilgili şartları yerine getirirse, bu iş devam eder" şeklinde konuştu.
"Merkel'e yazılı tebrik mesajı gönderdim"
Başbakan Yıldırım, Almanya'daki seçimlere ilişkin, "Sayın Merkel'e yazılı tebrik mesajı gönderdim. Birinci parti oldu ama tek başına iktidar olamadı. Almanya'da her seçimde milletvekili sayısı değişiyor. Öyle bir sistemleri var onların. Bunu göre tek başına iktidar olamadı. Biraz da önceki seçime göre oy kaybetti. Anladığım kadarıyla, büyük koalisyon olmayacak. Artık onların işi, biz bu kadar işimiz gücümüz içinde onların koalisyonuna da yardımcı olamayız. Artık seçim havası bitti, geçim havası başladı. Normale dönelim, işimize bakalım. Türkiye ile uğraşmak, Türkiye ile gündem yapmak, Türkiye hakkında büyük büyük laflar etmenin seçime bir faydası olmadı, zararı oldu" dedi.
"Almanya'nın yapacağı iş, FETÖ'cülere müsamahayı bırakacak" diyen Yıldırım, "PKK sempatizanlarına alan açmaktan vazgeçecek. Türkiye ile dostluğun devam etmesi, ilişkilerin normalleşmesi için buna ihtiyaç var. Yapmazsa kendi bileceği iş. Biz, Almanya'nın da Türkiye'nin menfaatinin de bunu gerektirdiğini düşünüyoruz. Burada bir kayda değer davranış değişikliğine ihtiyaç var. Bu da PKK ve FETÖ ile ilgili tutumu. Bu Türkiye'ye karşı hasmane bir tutumdur. Yeni dönemde bu konulara Sayın Merkel'in yoğunlaşması lazım. Almanya Türkiye ilişkilerinin tamir edilmesi lazım. Bunun mümkün olabileceğini düşünüyoruz" açıklamasında bulundu.
ABD ile ilişkilerin sorulması üzerine Yıldırım, "Bu konular görüşmelerde dile getirildi ama takdir ederseniz, bir saatlik görüşmeler ve heyetler arası konuşmalarda bunlar çok detaylı konuşulamaz. Bunlar Amerikan yönetimine aktarıldı. Ancak, Amerika farklı bir ülke. Amerika içinde değişik Amerikalar var. Karar mekanizmaları çok değişik. Biz, bu işin peşini bırakmayacağız. Suriye'de açıkça tehdit olan unsurlarla iş birliği gibi konular Amerika'nın Türkiye'ye karşı bakışını yansıtıyor. Bunu görmezden gelemeyiz. Bunu dikkate alacağız, buna göre de uyarılarımız yapacağız. Duygusal hareket etmek yerine akılla, izanla bu yanlışları ortaya koyup bunları düzeltmeye gitmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
"Kadir Topbaş'ın yerine, ilçe belediye başkanlarından biri gelir muhtemelen"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın istifa etmesi üzerine açıklamada bulunan Yıldırım, "Bir kere istifa tek taraflı bir iradedir. Siz, bir görevdesiniz. Ben istifa ediyorum dersiniz bitti. Arka planında, zihninde ne var ne yok bilemem, ben sonuca bakarım. Bunun en güzel cevabı Kadir Bey'dedir. Kadir Bey'le konuştum, istifadan önce ve sonra da görüştük. İstifa edeceği konusunda bana bilgi verdi sadece. Yerine, ilçe belediye başkanlarından biri gelir muhtemelen. Bununla ilgili Pazar günü, Cumhurbaşkanımız İstanbul'da meclis üyeleri, milletvekilleriyle geniş katılımlı bir değerlendirme yaptı ve bu hafta sonunda da doluyor süre. Perşembe günü, 28 Eylül'de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi toplanacak, seçim yapacak. Bir arkadaşımız koltuğu doldurmuş olacak" diye konuştu.
Yıldırım, "(2019 için Yıldırım'ın belediye başkanı olacağı iddiaları) Şimdi koltuk boşaldı, başka biri gelip oturacak. Dolu koltuk yani, bizim de burada iyi kötü bir işimiz var yani" dedi.
TEOG'un kaldırılması
TEOG'un kaldırılmasına ilişkin konuşan Yıldırım, "Çocuklar bunaldı iyice, bir şey öğrenmekten ziyade hafız olacakmış gibi, ezberle ezberle kimyası bozuldu. TEOG kalkınca bütün öğrenciler, büyük bir bayram havasında, benim torunum da 6. sınıfa bu sene başladı. Teşekkür ederim, TEOG kalkıyor şimdiden seviniyorum dedi. Öğrenci psikoloji bu, hiçbir öğrenci sınavı sevmez. Sınav tatsız bir şeydir. Ama sınav olmadan da gelişme olmaz, öğrenme olmaz. Bunun yerine 3 tane çözüm üretiyor, Milli Eğitim Bakanlığı. Bunlardan bir tanesi 8. sınıf bitti, artık ondan sonraki 4 yıl lise. Liseler de değişik değişik. Anadolu, meslek, sanat lisesi var vesaire. Özel okullar var. Burada bir tanesi her lisenin kendi sınavını yapması. Karar verilmiş değil. Bir, yöntem bu. İkinci yöntem, ortaokul sertifikasyon sistemi. Üçüncü yöntem de ortaokul bazlı yerleştirme. Ağırlıklı olarak adrese dayalı kayıt sistemi. Yüzde 50'si belki toplam öğrencilerin. Bir kısım okullar da ortaokul mezuniyet ortalamasını arayabilir. Hiçbir şey aramayanlar. Adresi en yakın olan gidip kayıt alacak. Bazı okullar diyebilir ki ben ortaokul mezuniyet ortalaması arayacağım. Bazı okullar kendi sınavını yapar ama o sınavın mutlaka Bakanlığın gözetiminde olması lazım. Bunların hangisinin en isabetli olduğu konusu Bakanlar kuruluna gelecek, uzmanlar gerekli sunumları yapacak, karar kılacağız. Bir ay içinde olur" açıklamasında bulundu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Bunun mükemmeli yok. İnceledim bunun mükemmeli yok. Burada subjektif kararları ortadan kaldıracak, öğrenciyi de canından bezdirmeyecek bir sistem getirmek. Esas itibarıyla hiçbir öğretmenden şu beklenmez, şu çocuğa kayırmacılık yapayım da. Böyle kötü uygulamaların olduğunu da gördük. FETÖ de bunu yaptı. FETÖ önce soruları çaldı, sonra soruları hazırlayan komisyonları elde etti ve sonra dışarıdan bir tane adam giremedi. Kendine müzahir insanları içeriye doldurdu ama yapılan şey neresinden bakarsan yanlış, ihanet. Bu sene itibarıyla yeni çözüm geçerli olacak."