Başbakan Binali Yıldırım, "Tamamen PKK/PYD/YPG-DEAŞ bölgeden temizlendikten sonra evlerinden, barklarından ayrılmak durumunda kalan ve Türkiye'de misafir ettiğimiz yaklaşık 350 bin Afrinli topraklarına dönecek, orada huzur içerisinde yaşamlarını devam ettirecekler" dedi.
Yıldırım, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, milli denizaltı Muratreis’in ilk kaynak töreninde konuştu. Ege ve Akdeniz’deki provokasyonlar konusunda net uyarılarda bulunan Başbakan, “Türkiye hem yurt içinde hem yurt dışında terörle etkin mücadele ederken bazıları fırsatı ganimet bilerek Ege’de, Akdeniz’de birtakım komplolar, birtakım tezgahlar peşindeler. Açık ifade ediyorum, şartlar ne olursa olsun Türkiye, Deniz Kuvvetleri olarak her hal ve şartta ülkesine yönelik her türlü tehlikeyi bertaraf edecek güce sahiptir. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın” ifadelerini kullandı.
“MİSAFİR ETTİĞİMİZ 350 BİN AFRİNLİ TOPRAKLARINA DÖNECEK”
Afrin’e yönelik sürdürülen Zeytin Dalı Operasyonu’nun ardından Türkiye’de misafir edilen 350 bine yakın Afrinli’nin topraklarına döneceğine vurgu yapan Başbakan Yıldırım şöyle devam etti:
“Şimdi de Afrin’de ülkemize güney sınırlarımıza yönelik tacizlere son vermek, vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamak, diğer yandan Afrin alanında yaşayan yaklaşık 500 bini bulan Arap, Kürt, Türkmen ve diğer etnik unsurları bölücü terör örgütünün zulmünden kurtarmak için Zeytin Dalı Harekatı’nı başlatmış bulunuyoruz. Geldiğimiz noktada az önce Milli Savunma Bakanımız da ifade etti. Alan terör örgütlerinden yerleşim yerleriyle, köyleriyle birbir temizlenmektedir. Ve inşallah tamamen PKK, YPG, PYD, DEAŞ bölgeden temizlendikten sonra evlerinden barklarından ayrılmak durumunda kalan ve Türkiye’de misafir ettiğimiz 350 bin Afrinli topraklarına dönecek. Orada huzur içerisinde yaşamlarını devam ettirecekler.”
Konuşmanın ardından Başbakan Binali Yıldırım, ilk kaynağı da bizzat yaptı.
“15 YILDIR ÜLKEMİZİN KALKINMASI İÇİN ÇOK ANLAMLI PROJELER YAPTIK”
Başbakan Yıldırım, son 15 yıldır ülkenin kalkınması ve büyümesi için çok anlamlı projeler yaptıklarına vurgu yaptı. Mesleği gereği denizcilik alanındaki gelişmelerin kendisini heyecanlandırdığının altını çizen Başbakan Yıldırım, “Bugün ülkemiz için çok önemli bir projenin başlangıcı için bir araya geldik. Bir denizci olarak, bir gemi inşa yüksek mühendisi olarak 15 yıldır ülkemizin kalkınması ve büyümesi için çok büyük, çok anlamlı projeler yaptık. Yollar, köprüler, tüneller, havaalanları ve iletişim. Ama beni en fazla heyecanlandıran açılışlar, temel atmalar denizcilikle ilgili, gemi inşaatıyla ilgili konular olmuştur. Çünkü meslek hayatımın büyük bir kısmını bu gemi inşa konusunda çalışarak geçirdim. O yüzden bir gemi inişinde ilk kaynak merasiminde ve denizcilikle ilgili etkinlikler beni ziyadesiyle heyecanlandırıyor. İşte burada biraz sonra ilk kaynağını atacağımız yeni nesil denizaltılarımız, deniz kuvvetlerimizin imkan ve kabiliyetlerine büyük bir katkı sağlayacak. Ve deniz hudutlarımızın, deniz alaka ve menfaatlerimizin ülke savunmamızın layıkıyla yerine getirilmesi için önemli bir görev ifa edilecektir. Savunma sanayinde Türkiye son 15 yılda fevkalade önemli yol aldı. Bir yandan yerlileştirme ve millileştirme adımı atılırken, diğer yandan da AR-GE faaliyetlerimizle kendi savunma ve caydırıcılık kabiliyetimizi geliştirmenin gayreti içerisinde olduk. Günümüz dünyasında bir ülkenin savunmasında dışa bağlılığın asgari düzeye indirilmesi çok önemlidir. Bu gerçeğin bilincinde olarak göreve geldiğimiz ilk yılda 2013 yılından beri savunma sanayimize yatırım yaptık. Bugüne kadar savunma sanayimize yaptığımız yatırım tutarı 35 milyar doları geçmiştir. Ayrıca savunma sanayimizin ihracat kabiliyeti de 2 milyar doların üzerine çıkmıştır. Savunma sanayinde yerli katkı oranımız yüzde 24’lerden yüzde 65’i bulmuştur. Bu önemli bir gelişme olmakla beraber yeterli değildir. Asıl olan kritik teknolojilere, yüksek teknolojilere sahip olacak ürünleri yerli ve milli imkanlarla yapabilmektir. Bu yolda Milli Savunma Bakanlığımız, Savunma Sanayi Müsteşarlığımızın bağlısı şirketler yoğun bir çalışma içerisindedir” ifadelerini kullandı.
“10 MİLYAR DOLARLIK YENİ PROJELER YOLDA”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Savunma Sanayi İcra Komite toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten Başbakan Yıldırım, güney sınırındaki bölgelerin terör örgütlerinden temizlenmesi için yapılan Fırat Kalkanı Harekatı’nı da hatırlattı. Yıldırım, “Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında gerçekleştirdiğimiz Savunma Sanayi İcra Komite toplantısında gerek denizde, gerek havada, gerekse karada, hatta jandarma ve sahil güvenlik alanında birçok yeni projenin başlamasını gerçekleştirecek anlaşmaları onayladık. Bu projelerin toplam tutarı 10 milyar dolar civarındadır. Türkiye, bölgesinde sadece kendi topraklarının bütünlüğünü, sınırlarının güvenliğini, vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamakla kalmıyor, bölgedeki istikrarsızlıkların da ortadan kaldırılması için önemli bir katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz Fırat Kalkanı Operasyonu ile 2 bin kilometrekareden fazla alan DEAŞ, PYD, YPG, PKK bölücü terör örgütlerinden temizlenmiş ve bugün orada daha önce evlerini barklarını, yerlerini yurtlarını terk etmek zorunda kalan mazlum, mağdur Suriyeliler kendi topraklarına dönme imkanı bulmuş. Bugün itibariyle 140 bin kişi bu bölgede yerleşmiştir. Sadece orada açılan okullara devam eden çocuk sayısı 160 bindir. Bölgeyi 7 yıldır iç savaşla büyük bir kaosa sürükleyen, bölgeye istikrar getireceğim diye adeta bir istila projesi içerisinde olan emperyal güçler bölgede ne Suriye’ye istikrar, ne bölgedeki insanların derdine çare olmak için ciddi bir adım atmamışlardır. Bunun tek istisnası var, o da Türkiye’dir. Gerek DEAŞ ile, gerek bölücü terör örgütüyle mücadele eden ülke Türkiye’dir. Fırat Kalkanı’yla 3 bin 600 DEAŞ militanı etkisiz hale getirilmiştir” diye konuştu.
“TÜRKİYE ÖZELLİKLE SON YILLARDA HER ALANDA YETKİNLİĞİNİ ARTIRMAYA DEVAM EDİYOR”
Murat Reis denizaltısının yeni bir nesil denizaltı olduğunun altını çizen Başbakan Yıldırım, Türk-Alman ortaklığıyla yapılan projenin detaylarına yer verdi. Yıldırım, tersaneciliğin de bu vesile ile arttığına dikkat çekerek şöyle dedi:
“Bugün ilk kaynak törenini yapacağımız Murat Reis denizaltısı yeni bir nesil denizaltıdır. Bu denizaltı tamamlandığında ve bu tabii altı denizaltıdan oluşan bir paket. Bunlar tamamlandığında uzun yıllar Deniz Kuvvetlerimize hizmet edecektir. Yeni denizaltı projesi bir Alman-Türk ortaklığıyla devam ediyor. Bu projeyle birlikte Gölcük Tersanesi Komutanlığındaki alt yapı da iyileştiriliyor. Ve tersanenin özellikle denizaltı yapımında uzmanlaşmasının daha da gelişmesine fırsat tanınıyor. Bütün tezgahlar, imalat hatları bu vesileyle Gölcük Tersanesi’ne kazandırılmış oluyor. Bilindiği gibi mevcut denizaltılarımız havadan bağımsız sevk sistemine sahip olmadıkları için uzun süre denizaltında kalamıyor. Yeni nesil denizaltı ihtiyacı da buradan doğmuştur. Bu proje ile havadan bağımsız dalmış durumda uzun süre harekat icra edebilme yeteneği yüksek, süratli, gelişmiş torpidoları, satıh hedeflerine atılabilen güdümlü mermi kabiliyeti olan denizaltılarını Deniz Kuvvetlerimiz envanterine dahil etmiş olacağız. Tabii Türkiye özellikle son yıllarda her alanda yetkinliğini artırmaya devam ediyor. Savunma sanayiinin yanı sıra denizcilik, ticari denizcilikte de Türkiye önemli bir mesafe aldı. Bugün özellikle mega yat imalatında Türkiye bir marka oldu. Tuzla tersaneler bölgesinin yanı sıra Yalova, Altunova bölgesindeki tersanelerde tamir başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesine gemi inşaatı devam ediyor. Bu vesileyle tersane kapasitemizi 37’den 78’e, inşa kapasitemizi de 500 bin tondan 4.5 milyon detroit tona yükseltmiş bulunuyoruz. Denizcilikte son 15 yılda uyguladığımız teşvik politikalarıyla ticaret filomuz Türk sahipli ve Türk bayraklı olmak üzere dünyada 19. sıradan 14. sıraya yükselmiştir. Türkiye’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize hedef gösterdiği 100. yıl hedefi, 2023 hedeflerine adım adım kararlı bir şekilde yürüyoruz. Ancak denizcilikte bu hedefleri çok daha erken yakalayacağımız aşikardır. Bugün ilk kaynağını yapacağımız Murat Reis denizaltısı, Deniz Kuvvetlerimizin gücüne güç katacak. Dosta güven, düşmana da endişe salacaktır. Bu projenin kazandırılmasında emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Savunma Bakanlarımıza, Milli Savunma Bakanımıza ve Deniz Kuvvetlerine teşekkür ediyorum.”
“ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN…”
Denizaltıların inşa süresinin uzunluğuna dikkat çeken Başbakan Yıldırım, şartlar ne olursa olsun Türkiye Deniz Kuvvetlerinin her hal ve şartta ülkesine yönelecek her türlü tehdidi bertaraf edecek güce sahip olduğuna dikkat çekti. Yıldırım, “Şöyle bir baktım denizaltıların inşa süresi çok uzun. Yaklaşık 10 yılı buluyor. Bu çok uzun bir süre. Türkiye gemi inşaatında çok büyük bir tecrübe kazandı. Bu sürenin tekrar gözden geçirilmesi hususunda Deniz Kuvvetleri Komutanımızın bir inisiyatif almasını ve sürenin mutlaka 62 ay, yani topu topu bir denizaltı inşa ediyoruz. Bunun yüzde 60’tan fazlası teçhizat, dolayısıyla tedarik takviminin gözden geçirilerek mutlaka bu sürenin kısaltılması gerekiyor. Bu konuda istirham ediyorum. Ülkemizin karşı karşıya olduğu tehditleri ve riskleri dikkate alarak bir an önce bu denizaltıların filomuza dahil edilmesinin zaruri olduğu kanaatindeyim. Türkiye bugün hem yurt içinde hem yurt dışında terörle etkin mücadele ederken bazıları fırsatı ganimet bilerek Ege ve Akdeniz’de birtakım komplolar ve tezgahlar peşindeler. Buradan açık ifade ediyorum şartlar ne olursa olsun Türkiye Deniz Kuvvetleri olarak her hal ve şartta ülkesine yönelecek her türlü tehdidi bertaraf edecek güve sahiptir. Hiç kimse yanlış hesap yapmasın. 90 yıldır askeri tersane olarak Deniz Kuvvetlerimize büyük hizmetler veren, Gölcük depreminde çok büyük hasar alan ama kısa sürede eski gücünü ve kapasitesini yakalamış Gölcük Tersanemizin hem Gölcük hem de ülkemiz için çok büyük bir görevi daha ifa ediyor olması hepimiz için gurur kaynağıdır. İnşaatı gerçekleştirilecek bu denizaltıların Deniz Kuvvetlerimizin savunma ihtiyacına önemli bir katkı sağlayacağına inanıyor ve emeği geçenlere bir kez daha teşekkür ediyorum."
Başbakan Yıldırım, konuşmaların ardından denizaltının ilk kaynağını yaptı. Tören, hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile son buldu.