Türkiye’ye havacılık sektöründe büyük hizmetler sunarak kapasitesini doldurmuş; şimdi de İstanbul’a ihtiyaç duyduğu yeşil alanları sunarak milletin hizmetinde kalmaya devam edecek Atatürk Havalimanı ile ilgili kamuoyuna söylenen yalanları bir kez daha düzeltme görevi, milletimizden aldığımız onayla Yeni Türkiye’yi inşa eden bizlere düşmektedir.
İlk hâli 1912 yılında inşa edilen, 1953 yılında günümüzdeki havalimanları fonksiyonları ile kullanılmaya başlayan Atatürk Havalimanı;
• 4 milyonluk nüfus yoğunluğunun olduğu yoğun yerleşim yerlerinin tam ortasında kalmış,
• Konumu ve çevresindeki yoğun yerleşim nedeniyle kullanım kapasitesini artırılamamış,
• Günlük 1.100 uçağa varan hava trafiği nedeniyle kapasitesinin kaldıramayacağı bir noktaya ulaşmış,
• Kapasite aşımı nedeniyle uçakların inişi öncesinde havada saatlere varan turlar atmasına yol açan yoğunluğa sahip,
• Havadaki yoğunluğun yerdeki hareketliliğe de yansıdığı; böylece zaman, yakıt kayıplarının artan biçimde yerde de devam eden,
• Şehrin araç trafik yoğunluğunu ciddi biçimde etkileyen,
• Yüksek karbon salınımı ve gürültü nedeniyle çevreye olumsuz etkileri üst düzeyde olan,
bir havalimanına dönüşmüştü.
Bizler, gençlerimize, ekonomi başta olmak üzere her açıdan daha güçlü bir Türkiye emanet edebilmek için var gücümüzle çalışırken, birileri hep yaptıkları gibi iftira ve yalanlarla dolu haberleriyle milletimizi kandırabileceklerini düşünüyorlar.
Milletimizin bu yalanlara kanmayacağına eminiz. Ancak yalancının yalan söylemekten vazgeçmeyeceğine de artık emin olduk. Bu nedenledir ki, Atatürk Havalimanı bugün hâlâ ‘havalimanı olarak’ kullanılsaydı yaşanabilecek sıkıntıları milletimizin takdirine sunmak isteriz:
• İstanbullular trafikte saatler kaybedecekti…
29 Ekim 2018’de dünyanın hizmetine sunulan İstanbul Havalimanı’nın açılışı ile birlikte D100 Topkapı – Yenibosna, İstoç – Kuyumcukent (Basın Ekspress) D100 Sefaköy – Ambarlı güzergâhlarında, trafik sıkışıklığından kaynaklı zaman kaybında yüzde 30’a varan iyileşmeler elde edildi.
• THY sıradan bir havayolu markasına dönüşecekti…
Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında çok önemli roller üstlenen, dünya çapında tanınan ve tercih edilen ülkemizin en değerli markalarından Türk Hava Yolları (THY), istikrarlı büyümesini sürdürebilmek için 2010’lu yılların ilk yarısında uçuş sayıları, taşıdığı transit yolcu ve kargo miktarını artırmak için harekete geçti.
Ülkeye döviz girdisini sağlama ve kargo taşımacılığı ile küresel krizlere direncini artırma stratejileri ile THY, büyüyerek dünyanın en iyi havayolu şirketlerinden biri olmayı, dünyanın en çok noktasına uçabilmeyi başardı. THY’nin gelişimi, turizmden lojistiğe birçok sektöre, dolayısıyla da ülke ekonomisine doğrudan ve dolaylı etki etmektedir. THY’nin bu gelişimini de destekleyen yatırımlar, Türkiye’nin, milletinin yararınadır. Gelişen sektörlerin, markaların önünü kesmek akıl dışıdır.
• Türkiye, havacılıkta küresel bir merkeze dönüşemeyecekti…
Türkiye’nin bayrak taşıyıcılarından THY’nin bu stratejisi, İstanbul’u daha sık kullanılan bir havacılık merkezine dönüştürürken,
• 4,5 milyon ton ile Türkiye’nin toplam hava kargo kapasitesinin 3 katına tek başına sahip,
• Şuan yıllık kapasitesi 120 milyon olan, 200 milyona çıkarılabilmesi mümkün olan
İstanbul Havalimanı ile ülkemiz, küresel bir havacılık merkezine dönüşmüştür.
• Bölge gürültü kirliliğinde boğulacak, İstanbul nefes alamayacaktı…
Türkiye’nin havacılıkta vites yükseltmesi, THY’nin havacılık sektöründe küresel bir marka olmanın ötesindeki hedefleri, Atatürk Havalimanı’ndaki yoğunluğu, kapasitenin üzerine taşımıştır. Her gün bin 100 uçağın inip kalkabildiği, yılda 460 binin üzerinde uçağı ağırlayan Atatürk Havalimanı, bu yoğunluğu ile;
• 1 milyon ton karbon emisyonunu, İstanbul’da nüfusun en yoğun olduğu bölgeye vermekte idi,
• muazzam bir gürültü kirliliğine sebep oluyor,
• şehrin 4 milyonluk nüfusun bulunduğu bölge nefes alamıyordu.
305 bin ağaca eş değer olan karbon salınımı bugün ortadan kalkarken, her gün bin 100 uçağın sebep olduğu gürültü kirliliği de sona erdi.
Yerine inşa edilecek Millet Bahçesi ile şehrimiz ve bölgemiz devasa ölçekte bir yeşil alana kavuşacak. Böylece Atatürk Havalimanı, fonksiyonu değiştirilerek ‘yeşil alan’ olarak milletimize hizmet sunmaya devam edecektir.
• Havada beklerken saatler kaybedilecekti…
Türkiye’nin sivil havacılıkta büyümek için, dünyada sözü geçen bir havacılık ülkesi olabilmek için attığı adımlar, dönemin mevcut fiziki koşulları çerçevesinde yetersiz kalmaktaydı. Atatürk Havalimanı’ndaki yoğun hava trafiği uçakların havada 15 ila 60 dakika boyunca tur atmalarına, bu da zaman, çevre ve yakıt maliyetlerinde önemli oranda bir artışa sebep olmaktaydı.
Yerde yaşanan yoğunluk ise İstanbul’da Atatürk Havalimanı’na inmek için uçakların kalkış izinlerinin vaktinde verilememesine, dolayısıyla uçuşlarda saatler süren rötarlara da yol açmaktaydı. İstanbul Havalimanı sayesinde uçakların uçuş sayısı nedeniyle havada bekleme süresi ortadan kalkarken, rötar sürelerinde de uçuş yoğunluğu nedenli rötarlar tamamen ortadan kalkmıştır.
Milletimizin Huzuru Kaçıramayacak, Türkiye’nin Büyümesini Engelleyemeyeceksiniz…
Türkiye’miz, 20 yıllık AK Parti hükûmetleri boyunca ulaştırma ve altyapı alanına yapılan 1 trilyon 337 milyar lirayı aşan yatırım sayesinde, 100 yıllık gelişmeyi 20 yılda sağlamıştır.
Sadece havacılık alanında 20 yılda 147 milyar lirayı aşan yatırımla Türkiye’yi küresel havacılık sektöründe bir markaya, havayolunu ise halkın yoluna dönüştürdük. 26 olan havalimanı sayısını, 14 Mayıs’ta açtığımız Rize-Artvin Havalimanı ile 58’e yükselttik.
100’üncü kuruluş yıl dönümüne gün sayan Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilmek için kutlu yürüyüşüne inanç, kararlılık ve ilk günkü heyecan ile devam etmektedir.
Milletimizden aldığımız onay ve takdir ile yatırımlarımızı bir bir hayata geçiriyor, sivil havacılık dâhil olmak üzere ulaştırma ve altyapısı alanında Türkiye’nin 30 yıl sonra nerede olacağına göre planlarımızı güncelliyoruz.
İstiyoruz ki; ana muhalefetin temsilcileri başta olmak üzere, 84 milyon yararına bir çivi dahi çakmayanlar, yalan üretmek yerine proje üretsinler.
İstiyoruz ki; muhalefet etmeyi devletine düşmanlık etmekle eş tutanlar, varsın bu hatalarından dönsün, 84 milyonun saygı duyacağı bir proje geliştirsinler, bizimle hizmette yarışsınlar.
İstiyoruz ki; millete giden hizmetin önünü kesmeye çalışmakla harcadıkları vakti, aklı, daha iyisini vaat edebilmek için harcasınlar.
Onlar ise Atatürk Havalimanı üzerinden milletin gündeminde olmayan bir tartışmayı üretmek istiyorlar. Asıl sormak istedikleri ise şunlar:
• “İstanbul Havalimanı’nı neden yaptınız?”
• “Neden ülkemizi havacılıkta Avrupa birinciliğe yükselttiniz?”
• “Neden yaklaşık %75’i dış hatlardan olmak üzere 107 milyon yolcu taşıdınız?”
• “Millete neden hizmet götürüyorsunuz; Hazine’ye neden kazandırıyorsunuz?”
Asıl dertleri bu… Onlar yapamadı, hayal bile edemedi; o zaman biz de yapmayalım istiyorlar.
siyaseti milletin huzurunu kaçıracak eylemlerle siyaseti kirletiyorlar…
Atatürk Havalimanı, bu ülkeye yıllarca hizmet verdi. Bu sırada da Türkiye, özellikle de son 20 yılda, onların istediği gibi yerinde saymadı. Ekonomisi, turizmi, ticareti, nüfusu gelişti. Öyle olunca da yeni ve kapasitesi büyük bir havalimanına ihtiyaç doğdu. Ardı ardına başarılarıyla ülkemizi gururlandıran İstanbul Havalimanı çalışmaya devam ederken
• Atatürk Havalimanı’nın Kuzey Güney pistleri İstanbul Havalimanı’nın Kuzey Güney Pistleri ile aynı eksende bulunduğundan, havacılık kuralları gereği kullanılamaması sonucu iniş pisti hüviyetini kaybetmiş olup beton bir alana dönüşmüştür.
Halihazırda kullanılmaya devam edilen Doğu Batı pistleri ise acil durumlarda kullanılmak üzere açık tutulmaya devam edilecektir.
• Atatürk Havalimanında bulunan 3 adet pistten;
05-23 Pisti halen genel havacılık uçuşları için aktif olarak kullanılmaktadır. 2 adet 17-35 Paralel pistleri ise Nisan 2019 tarihinde Notam ile kullanım dışı bırakılmış olup 16 Temmuz 2020 tarihinde de Havacılık Enformasyon Yayını (AIP) ile uluslararası olarak havacılık sektörüne duyurulmuştur.
Atatürk Havalimanı sahası içerisinde yer alan taşınmazlar, Millet Bahçesi çalışmaları kapsamında 13.05.2019 tarihi itibari ile Milli Emlak Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.
Atatürk Havalimanı kuzey Güney pistlerinin olduğu bölge bundan böyle milletimize başka bir şekilde; Millet Bahçesi’yle hizmet edecek.
Doğu batı pisti acil durumlarda kullanılmak üzere açık tutulacak.
Atatürk Havalimanı, milletin kalmaya devam edecek. Bu kadar açık, bu kadar net.
Maalesef karşımızdakiler, yalanı, iftirayı, karalamayı bir ideoloji olarak benimsemiş bu kişiler, boşa çıkan her iddialarından sonra yeni bir tanesine sarılarak ‘muhalefet yapıyormuş’ gibi görünmeye çalışmaktan vazgeçmiyor.
Daha önce de söylemiştik, yeniden tekrar edelim: Biz ne milletimize hizmet etmekten vazgeçeriz ne de bu müfterilerle mücadele etmekten.
Hibya Haber Ajansı