TBMM’den bir parlamento heyeti Türk-Amerikan ilişkilerinde tansiyon yaratan konuların ABD Kongresi boyutuna etki etme hedefiyle geçen hafta Washington’a bir ziyaret gerçekleştirdi. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır’ın başkanlık ettiği heyette AK Parti’den Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Grubu Başkanı Akif Çağatay Kılıç ve NATO Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu Başkanı Ahmet Berat Çonkar’ın yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı yer aldı. Heyet ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’ndan toplam 16 isimle yaptıkları görüşmelerden memnun ayrıldı. Türkiye’ye dönmeden önce ziyareti değerlendiren heyet başkanı Bozkır, iki ülke arasında bir süredir kriz yaşanan temel alanlarda önümüzdeki günlerde önemli açılımlar yaşanabileceğinin sinyalini verdi.
TEHDİT DEĞİL AMA
ABD Kongresi bir süredir Rusya’dan alınan S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye yaptırım seçeneğini tartışıyor. Kongredeki görüşmelerinizde S-400’ler konusunda nasıl bir mesaj verdiler?
Amerika’da bu çok önem verilen bir konu. Özellikle Kongre’de bunu F-35 satışlarıyla bağlamak niyeti hissediliyor. ‘S-400’leri alırsanız biz de Kongre’den karar çıkartır, size F-35’i satmayız’ gibi bir havadalar.
Bazı parçaları Türkiye’de üretilen ve ilk partisinin bu yıl teslim edilmesi öngörülen F-35’leri vermeyeceklerini mi söylüyorlar?
Vermeyiz demeye getiriyorlar. Kongre’den geçmez diyorlar. Senatörler bunu tam olarak kendileri dile getirmedi ama danışmanlarıyla konuştuğumuzda mesaj olarak geldi. Ben de dedim ki; F-35 projesi iki tarafın menfaatine çok büyük bir projedir, çok büyük rakamlar ödenecek ve iki ülkenin ilişkilerinde de önemli bir boyut teşkil edecek, bunu ona bağlamanın hiçbir anlamı yok. S-400’ler ve F-35’ler bambaşka iki konu. F-35 projesini birlikte yürütmemiz Türk-Amerikan işbirliğinin ve Türkiye’nin güvenliğinin, NATO’nun güvenliğinin çok daha fazla ileri götürülmesini sağlayacak. Ama belli ki, böyle bir hava dönüyor. Tehdit değil ama aba altından sopa gösterme psikolojisiyle bunu yapıyorlar.
Biz de bütün konuşmalarımızda şunu anlattık. Türkiye’de 10 senedir dört firma ve dört teknoloji yarışıyordu. Fiyat olarak ilk sırada Çinliler vardı, ikinci sırada Amerikan-Fransız konsorsiyumu, üçüncü sırada Patriot ve dördüncü sırada S-400’ler vardı. Bütün bu yıllar süren müzakereler sonrasında Çin tasfiye oldu. ABD’nin Patriot projesi bizim teknoloji transferini gerçekleştirmeyi kabul etmedi. Ve de Kongre’den geçmesinde tehlikede olduğu için şu anda gündemde değil. Ruslar çok cazip bir teklifle geldiler. Teknoloji transferi de anlaşmada var.
PATRIOT TEKLİFİ
Türkiye açısından S-400’lerden dönüş yok mu?
Anlaşması imzalandı, ama Patriot devreye girebilecekse bakarız.
Washington’da bir süredir Türkiye S-400’lerden vazgeçerse ABD’nin Türkiye’nin kabul edebileceği bir teklif sunabileceğine yönelik bir hava var. Bunu size açıkça dile getirdiler mi?
Dışişleri Bakanlığı sözcümüzün açıklamasına göre bu hafta bir Amerikan heyeti Patriotlarla ilgili cazip bir teklif sunmak için Türkiye’ye geliyor. Bu teklif geldiğinde tabii ki bu değerlendirilecek, ona göre alınacak tutum da ortaya çıkar. Biz teknoloji transferi ve Kongre’den geçme garantisinde ısrarlı olduğumuz için şu ama kadar Patriot anlaşması imzalayamadık. Eğer Amerikan hükümeti ve Patriot firması böyle bir teklifi sunabiliyorlarsa, fiyat olarak da cazip olacak ise Türkiye değerlendirir onu.
Ruslarla yapılan S-400 anlaşması gözden geçirebilir mi demek bu?
Kalabilir de.
ABD İLE İYİ İLİŞKİLER İSTİYORUZ
ABD bunu kabul edecek mi?
İtalyan-Fransız konsorsiyumuyla bir arada yapmıyor muyuz? Neticede bu savunma silahı. O da olur, o da olur. Amerika ‘İlla ki bizim ki olsun, başka bir yerden almayın’ gibi bir teklifle mi geliyor onu bilmiyorum. Öyle bir şeyin zaten kabul edilmesi de mümkün değil. Ama maksat Patriot satmaksa Türkiye için şartları bu.
S-400 alımı buradaki tartışmalarda Türkiye’nin artık güvenilir bir NATO müttefiki olmadığı tezini destekleyen en önemli unsur olarak sunuluyor. Bu tartışmanın Türkiye’de bir karşılığı var mı?
Siyasi düzeyde böyle bir ifadede bulunan kimse yok. Bu tamamen yanlış algı üzerine ulaştırılmış Türkiye’ye zarar verme amacı taşıyan propagandadan ibaret. Ne Türkiye’nin NATO’dan çıkma niyeti var, ne bunun Türkiye’ye yararı olabilir, ne Türkiyesiz bir NATO daha güçlü olabilir, ne de Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırmak isteyecek bir mantık olabilir. Türkiye ne yapmış da NATO’nun iyi bir müttefiki olmamış sorusunun cevabı ortada yok. Bizim ABD ile bir sorunumuz yok, iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. İlişkinin devam etmesini istiyoruz ama eğer ‘bunu yapmazsan şu olur’ gibi kol bükmeye çalışan bir tavır bu ilişkiyi daha ileriye götüremez.
‘ABD ARTIK TEK SESLİ OLACAKTIR’
Türk-Amerikan ilişkileri sıkışıp kalmış gözüküyor. Yanlış mı?
Başkan Trump ile Cumhurbaşkanımız arasında telefon görüşmeleri oluyor, buluşuyorlar, konuşuyorlar ve en az sorun orada oluyor. ABD’de alt kademelerde karar mekanizmasında bir dağılma var. Kiminle konuşursanız başka bir şey söylüyor. Ümit ediyoruz ki, Tillerson’ın ayrılması ve yeni Dışişleri Bakanı Pompeo’nun göreve başlaması ve Ulusal Güvenlik Danışmanının da değişmesiyle artık tek seslilik olacaktır. Biz konuştuğumuz kişinin Amerika adına, tek bir planın parçası olarak konuştuğunu bileceğiz. Böylelikle çok daha fazla mesafe kaydedebileceğimizi düşünüyoruz.
‘YPG’NİN SABUN KÖPÜĞÜ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI’
ABD’nin terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG ile ortaklığı nedeniyle Suriye zemininde yaşanan derin karşıtlık durumunu aşma konusunda umutlu musunuz?
Afrin operasyonuyla kartlar yeniden dağılacaktır. Münbiç’in savunmasını Afrin’de yapmak istediler. ÖSO ve TSK’nın operasyonunun aylar ve belki yıldan fazla süreceği hesabı üzerinden ‘onları orada tutabilirsek biz de Münbiç’te daha rahat kalabiliriz’ şeklinde bir strateji vardı. Fakat Afrin operasyonu çok başarılı geçti ve 50 günde tam temizledik. Kartlar yeniden dağıtılacaktır demem şundan; ortaya çıktı ki, YPG/PYD aslında bir sabun köpüğüdür, hiçbir gücü yoktur. ABD’nin NATO müttefiki Türkiye varken gidip böyle ne idüğü belirsiz bir terör örgütüyle bu operasyonu yapması yanlıştır. Şimdi bunu gayet net gördüklerini ben bu ziyaretteki konuşmalarda gözlemledim. Bütün mesele ABD’nin Rakka’da yaptığı yanlışı Münbiç’te yapıp yapmayacağından ibarettir. ABD Münbiç’te YPG ile bağlantısını kopartıp bunları oradan attığı zaman Münbiç’in güvenliği Türkiye-Amerika tarafından yerel, etnik dağılımın tekrar göreve gelmesiyle sağlanacaktır.
TSK Afrin’den ne zaman çıkacak?
“Afrin’de güvenlik sağlandıktan sonra. Öncelikle bütün Afrin temizlenecek. Hâlâ bubi tuzaklı evler var. Ondan sonra Afrinlilerden oluşan yerel bir yönetim kurulacak. Polis ve jandarması Türkiye tarafından eğitilecek; orayı savunabilir ve PYD’nin tekrar oraya dönmesini engelleyebilir hale gelecek. Ondan sonra aynı El Bab bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de misafir ettiğimiz 500 bin Suriyeli kardeşimizi Afrin’e yerleştireceğiz, evlerine dönecekler. Nasıl El Bab’a Türkiye’den 150 bin kişi evlerine döndürüldü ve orada huzur içinde yaşıyorlar. Bu gerçekleştiğinde Afrin bölgesinde de belki İdlib’de olduğu gibi güvenlik karakolları kalır. Ondan sonra TSK’nın orayı işgal gibi bir niyeti yok. Biz tamamen güvenlik mülahazalarıyla girdik, güvenliği sağladığımızı gördüğümüz anda da gerçek sahiplerine bırakırız.”
TEKLİF BİZZAT TRUMP’TAN
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, Patriot teklifinin ABD Başkanı Trump tarafından bir görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletildiğini duyurdu. Bozdağ şunları söyledi: “Sayın Trump, Cumhurbaşkanımıza, ‘Biz size Patriot verebiliriz’ deyince, Sayın Cumhurbaşkanımız da ‘Biz de hava savunma sistemimizi çeşitlendirebiliriz, Amerika’dan Patriot alabiliriz’ diye bir görüşme oldu. Eğer ABD bize Patriot verirse, biz bunu almaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Ancak o görüşmeden sonra bu konuda henüz taraflar arasında bir görüşme gerçekleşmedi.”